
Delikanli sevgilisini aksam eve birakir.Evin önünde masum bir
fisiltidan sonra ateslenir.Bir elini duvara dayiyarak
- "Beni bir öpermisin"..
Kiz:
- "Deli misin evin önünde annemler görür" der..
Erkek:
- "Ne olacak canim bu saatte kim görecek, ne olur seni çok
seviyorum..." Kiz:
- "Ben de seni ama olmaz
- "Hadi ama, lütfen"
- "Yeter artik, olmaz dedim!"
- "Neden ama bebegim, neden?"
Erkek cok atesli tabi devamli israr eder. Bir ara aniden
merdivenlerin
isigi yanar ve kizin kücük kiz kardesi belirir. Kücük kiz:
- "Babam öpecekse öpsün diyor, yoksa ben öpecekmisim, o da
olmazsa kendisi gelecekmis öpmeye, ama o hayvan oglu hayvana
söyle elini diyafon dügmesinden ceksin dedi"

NİŞANLILIK
Oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soru yor: - Abi ablam nişanlanıyor biliyorsun...
- Yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.
- Ben sana bir şey sormak istiyorum...
- Söyle...
- Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, 'Eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.
- Hıııım... Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım...
- Dinliyorum.
- Diyelim ki Şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve 'Haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. İşte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.
- Haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. Peki dokunmaya izin var mı?
- Vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!..

NESLİ TÜKENEN AYI
*_*
Dünyada sadece bir çift kalan nadir bir ayı türünün erkeği
ölmüş. Bu ender hayvanın üreme ihtimali sıfır,bu yüzden soyu
tükenecek. *
*Ne yapalım diye düşünmüşler;kurullar*
*toplanmış,çözüm yok. **Kuruldaki bir Türk bilim adamı şöyle demiş:
'Bizim memlekette bir Hayati abi var , söylemesi ayıptır aynen bu ayıya
benziyor,hatta daha kıllıdır,ondan rica edebiliriz, 100-200 dolarda ödül
verirsek bu işi yapar ve ayıların soyunu kurtarır herhalde' demiş.
Bakmışlar başka çare yok, Hayati abiye gitmişler ve durumun
önemini, yapacağı hizmetin büyüklüğünü*
*anlatmışlar, birde 'Karşılığında 100 dolar söz konusu' demişler. Hayati
abi düşünmüş ve 'Olur ama 3 şartım var.' demiş.
Herkes sevinç ve merakla 'Ne?' diye sormuş...*
1. Öpüşmem...
2. Yavru erkek olursa rahmetli babamın adını koyarsınız.
3. 100 dolar çok,en fazla 50 dolar veririm. )))))*

MANTIKLI BİR ÖZÜR
Sürücü dikiz aynasında kendisini izleyen polisi görünce kaçabileceğini
düşünüp basmış gaza.Ancak polisi atlatamayacağını anlayınca, pes edip çekmiş
kenara.Polis arabasından inmiş.Bezgin, kızgın ve de küskün bir sesle:
- Bana bak, çok yorgunum, üstelik keyfim de kaçık. Mantıklı bir özür söyle
yoksa yaktım çıranı!
Kısa bir ara ve Sürücü:
- Karım geçen ay bir polisle kaçtı. Aynada sizin aracınızı görünce, kaçtığı
polis, onu bana geri getiriyor sandım...

bir tepsi dolma 
Kadının 3 sevgilisi varmış, her gün kocası evden gidince 3 adam eve gelirmiş.
Kadın yine böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demiş ki
'Sen yarın gelirken bir tepsi dolma yaptırıp getir' diğerine
- 'Sen de bir büyük kap ayran getir.' demiş.
Diğer adam çok fakir olduğu için ona 'Sen de...Boş ver, sen hiç bir şey getirme' demiş.
Ertesi gün gelmiş fakat kadın bugünün günlerden Pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış.
'Eyvaah' diyerek kocasının yanına gitmiş.
'Sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin? Ben evde temizlik yapacağım' deyip kocasını zar zor da olsa evden yollamış. Kocası gittigi gibi 3 adam da eve gelmiş.
Kadın demiş ki 'Siz hemen gidin. Kocam buralarda!' Tam bunu söylerken zil çalmış.
Kadın
- 'Eyvah' demiş, 'geldi galiba!' Adamları sağa sola saklamış ve kapıya bakmaya gitmiş. Kocasını karşısında görünce 'Ne oldu?' diye sormuş.
Adam da
- 'Yahu karnım çok acıktı. Bana dolma yapsana, canım çok istedi' demiş.
Kadın 'Tanrım bir tepsi dolma olsa da yesek!' demiş. Elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş. Kadının kocası şaşırmış. Sen de kimsin yahu?!' diye sormuş.
Adam sakın bir şekilde 'Ben Tanrı tarafından geliyorum. Karınız dolma istedi' demiş.
Ve hemen çıkıp gitmiş kadının kocası olayın şokunu atlatamadan.
'Yaa tamam da..' demiş bu sefer koca, 'Bu ayransız gitmez. Sen bari bir ayran yap ' Kadın büyük bir sevinçle'Tanrım bir damacana ayran olsa da içsek' demiş.
Ayranı getiren adam çıkıp gelmiş. Kocası tabii çok şaşırmış.
'Sen de kimsin?' demiş. Adam da diğeri gibi 'Ben Tanrı tarafından gönderildim. Karınız ayran istedi' diyerek çıkmış gitmiş.
Kocası hayretler içinde, kendi kendine 'Bizim karı ermiş mi oldu ki?' diye söylenmiş.
Kadınla kocası yemekleri yemişler ama 3.adam hâlâ saklanıyormuş.
1 saat gecmiş, 2 saat gecmiş. 3 saat derken, adam dayanamayıp çıkmış yerinden. Kadının kocası bağırmış 'Ulan sen de kimsin?'
Adamın ağzından sakin sakin laflar dökülmüş:
'Ben tanrı tarafından gönderildim. Boşları alacağım

Bilgi Küpü Koca!
Karıkoca birlikte tatile çıkarlar.Gittikleri yerde kamp kurarlar.
Tatillerini ikinci gününün akşamı güzel yemek yiyip uykuya dalarlar.
Birkaç saat sonra kadın uyanır ve kocasını uyandırır.
Adam uyku sersemidir;güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızgındır:
''Ne oldu? Ne istiyorsun?'' diye sorar:
''Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.''
Adam gökyüzüne bakar ve cevap verir:
''Bunun için mi uyandırdın beni? Baktım işte. Bir sürü yıldız, ışıl ışıl parlayan milyonlarca yıldız.''
Karısı tekrar sorar:''Peki bu neyi gösteriyor?''
Artık iyice uykusu kaçan adam biraz düşünür ve cevap verir:
''Teolojik olarak Allah'ın kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum.
Felsefi olarak, evrenin sonsuzluğunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum.
Astronomik olarak galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin varlığını görüyorum.
Yıldızların konumuna bakarak saatin 3 olduğunu görüyorum.
Meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olduğunu görüyorum.
Niye sordun bunu bana?Sana neyi gösteriyor?
-Necati çadırımızı çalmışlar!...
|
SONU OLMAYAN FIKRA  
Patron Sekretere :
Bir haftalığına iş için yurtdışına çıkacağız. Ona göre hazırlan.
Sekreter kocasını arar : Patronla bir haftalığına yurtdışına çıkacağız. Sen başının çaresine bakarsın.
Kocası sevgilisini arar : Karım bir haftalığına yok. Bu haftayı beraber geçirelim.
Sevgili Özel ders verdiği minik çocuğu arar :
Bu hafta sana ders veremicem. Gelmene gerek yok.
Minik çocuk Dedesini arar : Dedecim. Bu hafta dersim yok. Öğretmenim yok.Bu haftayı beraber geçirelim.
Dede (1.bölümdeki patron olur) sekreterini arar:
Bu haftayı torunumla geçireceğim. Gezimiz iptal oldu. Gidemicez.
Sekreter kocasını arar :
Gezimiz iptal oldu. Gidemicez.
Koca sevgilisini arar :
Bu hafta beraber olamıcaz. Karımın gezisi iptal oldu.
Sevgilisi ders verdiği minik çocuğu arar:
Bu hafta sana ders verebileceğim. İşlerim iptal oldu.
Minik çocuk Dedesini arar :
Dedecim. Öğretmenimin işleri iptal oldu. Bu hafta beraber olamıcaz. Çok üzgünüm.
Dede sekreterini arar :
Merak etme. Bu hafta yurt dışına çıkabileceğiz. Hazırlıklarını yap...
AHIRETTE IKI KADIN
- Selam, benim adım Wanda .
- Selam, benimki de Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
- Ne kadar korkunç.
- Yok o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve
- uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş
üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.
- Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya başladım. Çatıyı, yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık.

Kadın, kocası ve adamın annesi
Genç bir kadın, aylardır şantiyede olan kocasına aşağıdaki satırları yazar:
'Sevgilim,
Biliyorsun, sen şantiyedeyken nur topu gibi bir bebeğimiz oldu. Sütüm yetmediği için, yavrumuzu besleyebilmek amacıyla bir sütanne tuttum.
Yalnız, bu sütannenin zenci olmasından dolayı çocuğumuz, emdiği sütün etkisiyle zaman içinde zenciye dönüştü. Haberin olsun dedim.
Bu konuda benim bir suçum olduğunu düşünmezsin umarım.
Öptüm,
Biricik eşin'
Kadının kocası da bunun üzerine annesine bir mektup yazar:
'Sevgili anneciğim,
Karım bana gönderdiği son mektupta, sütü yetersiz olduğu için bir sütanne tuıtmak zorunda kaldığını, o sütannenin zenci olduğunu ve bu yüzden bebeğimizin renginin de zamanla koyulaştığını yazıyor. Bundan eşimi sorumlu tutamayız, tabii ki .
Selam ve sevgilerimle'
Annesi ise oğluna şöyle bir cevap yazar:
'Sevgili oğlum,
Aslına bakarsan, sen doğduğunda benim sütüm de yetersiz kalmıştı.
Ama biz fakir olduğumuzdan, sütanne tutamayıp onun yerine seni inek sütüyle beslemek zorunda kalmıştık. Bu durumda takdir edersin ki, senin safkan bir öküz olmanın sorumlusu ben değilim.
Seni seven annen'
.
Öğretmene Bir Soru
Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider:
-"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?"
-"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?"
-"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım.
Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı geçirteceksiniz.
Hocanın keyfi yerinde.Teklifi kabul eder. Ve öğrenci sorar:
-"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olup, yasal olmayan nedir? Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"
Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar. Öğrenci hemen cevap verir:
-"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz. Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var. Bu mantıklı ama yasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirken not verip mezun ediyorsunuz. Bu da, ne mantıklı ne de yasal.":))
AGOP ile ELENİ 
Agop ile Eleni evlenmisler ve cicim aylari bittikten sonra Agop eve gelip koltuguna kurulur kurulmaz,
gazeteyi yuzune cekip Eleni'yle hic ilgilenmez olmus.
Gunlerden bir gun Eleni Agop'tan ilgi beklentisi ile;
-Bre Agoppp! Mutfagin penceresi bozuldu, yaparsinnn ...?
Agop , gazeteyi yuzunden indirmis, gayet sinirli bir sekilde;
-'Niye, ben pencereciii ...?'
Ertesi gun Eleni yine ilgi gormek umuduyla,
-'Bre Agoppp, mutfakin muslugu bozuldu yaparsiinnn ...?
-'Niye ben muslukciii...?'
Bir sonraki gun
-'Bre agoppp, tuvaletin sifoni bozuldu, yaparsiinn ...?
-'Niye ben pokcii...?
Ertesi gun eve gelen Agop bi bakar hersey tamir edilmis !
-' Kuzum Eleni bunlari sen yaptinn..?'
-' Yoo...'
-' Ee kim yapti peki ?'
-'Bilirsin, kapici Abdurrezzak'in bende gozi vardir, yaparsin? dedim, o da
dedi 'yapar im, ama bi sartla..'
Agop merak icinde sorar,
-'Neymis ..?'
-'E,dedi bana, ya benimle yatarsin, yada bi pasta yaparsin !!!'
Agop rahatlar,
-' Peki kuzum, ne pastasi yaptiin?'
Eleni sinirlenir;
-'Niye ben pastaciii ..! |